Ekim 15, 2023 tarihinde yayınlandı
Bedenimizin doğuştan sahip olduğu, genler tarafından düzenlenen, göremediğimiz biyolojik bir saati vardır. Buna sirkadiyen ritim ya da sirkadiyen saat denilir. Dışarıdan aldığı aydınlık ve karanlık sinyallerine göre beynin supra kiyazmatik nukleus adı verilen bölgesi veriyi işler ve biyolojik saatin düzenini oluşturur. Dışarıdan aldığı ışınların işlenmesiyle, beyin gece ve gündüz olarak kodlama yapar ve bütün bedenin fizyolojik ve kimyasal değişimlerine şekil verir. Bu değişimlerle vücudumuz bize neyi hangi saatte yapmamız gerektiğini söyler. En iyi algılama zamanımızdan, karar verme zamanımıza, egzersiz saatlerinden yemek yeme saatlerine kadar bütün durumlar için bedenin en verimli saatleri vardır. Sirkadiyen ritme uyulduğu takdirde hem fiziksel hem psikolojik olarak en sağlıklı koşullarda yaşamış oluruz. Ancak vücudumuzun bu saati dış faktörlerden etkilenir. Gece yatmadan önce maruz kalınan yüksek ışık, arkadan ışıklı ekranlar (televizyon, tablet, telefon vb.), geç saatte yapılan spor, yeme düzeni ve birtakım alışkanlıklar sirkadiyen ritmi bozabilmektedir. Bu ritmin bozulması ise birçok fizyolojik ve psikolojik hastalıklara sebebiyet verir.
Gündüz ışınları ile birlikte vücutta yaklaşık saat 6:00 gibi vücutta kortizol adını verdiğimiz stres hormonu salgılanır. Bu hormon kişiyi hayata başlamak için ayağa kaldıracak itici gücü verir. Stres seviyesi yüksek olduğundan bu saatte egzersiz ve kahvaltı önerilmez. Çünkü yüksek stres varlığında yapılan egzersiz vücuda zarar verebileceği gibi besinlerde toksine dönüşür. Bu saatle birlikte ortalama saat 7:00 gibi vücudumuzda üretilen Melatonin salgılanması tamamen biter. Gece boyu salgılanıp, hücrelerin yenilenmesini ve onarılmasını sağlayan melatonin artık vazifesini bitirmiştir. Saat 10:00 en iyi etkiye tepki zamanımızdır. Bu yüzden birçok sınav saat 10:00’da yapılır. 14:00 en iyi koordinasyonun 15:00 etkiye tepkinin iyice düştüğü saat dilimidir. 17:00 ile dolaşım sistemimizin aktivitesi artar ve kas gücümüzde bir yükseliş olur. Bu yüzden uzmanlar çoğunlukla akşam yürüyüşlerini tavsiye ederler. Havanın kararmasıyla beraber vücut yavaş yavaş dinlenme vaziyeti almaya başlar. Buna göre kan basıncı, kalp atım hızı, tansiyon vb. fiziksel birtakım değişimler başlar. Havanın kararmasıyla beraber serotonin hormonu düşmeye başlar. Serotonin, duygudurum ve mutluluk ile ilişkili bir hormondur. Havanın karardığı saatlerde daha depresif hissetmemizin nedeni de budur. Hatta bazı araştırmalar serotonin seviyesinin en düşük olduğu gece 03:00’de intihar oranlarının yüksek olduğunu söylemektedir. 21.00 gibi salgılanan melatonin hormonu ile vücut iyice kendini uykuya hazırlar.
Bu saatlere uygun bir yaşam bize hem psikolojik hem fizyolojik olarak sağlıklı yaşam alanını sağlar. Vücudumuzun biyolojik saatini takip etmeyi unutmayalım.