Ocak 31, 2024 tarihinde yayınlandı
Şu sıralar çok duyduğumuz bir söz var. Az insan çok huzur. Pekala, sosyolojik ve psikolojik anlamda bunu inceleyelim bu doğru bir söz mü? Yoksa insanlarla ilişki kurma becerisi iyi olmayan, asosyalliğin getirdiği yalnızlığa kılıf arayan kimilerinin ego savunma yöntemlerinden biri mi?
Evet maalesef ikinci seçenek karşımıza çıkıyor.
Denklem şu: Az insan, az huzur, az mutluluk ve az problem. Çok insan, çok huzur, çok mutluluk ve çok problem.
Bu denkleme göre tercih tabi ki bizim. Mükemmel insan olmadığımızı kendimize hatırlatarak insanlarla sosyal ilişkiye girersek insanlardan beklentimiz azalır. Az beklenti çok güzellikleri görmeye vesile olur. Öncelikli olarak iyi kalpli olduğumuzdan bahsetmeyi bir kenara bırakarak jüri koltuğuna bu seferde kendimizi eleştirmek için çıkacağız ve kendi kusurlarımızı arayıp bulacağız. Bütün kusurlarımıza rağmen bizimle olmayı seçen ve bizi hayatından çıkarmayan, mesafe koymayan insanlara içten bir teşekkür edeceğiz. Jüri koltuğundan inip kusursuz insanla kusursuz ilişki kurma arayışından vazgeçeceğiz. Zira bunu arayan bulamaz aramaya devam eden yalnız kalır. Toksik bir kişiliğe bürünmeye başlar bu sefer seçintiye uğrayan kendisi olur. Bizi olgunlaştıran ve güzelleştiren ilişkilerdeki sabrımızdır. Olgunlaşan ilişkinin meyvesi tatlı olur.
Ne kadar çok insan tanırsak o kadar ufkumuz genişler ve ön yargılarımızdan arınıp daha anlayışlı olmaya başlarız. Yapılan araştırmalara göre sosyal kişilerin Alzheimer hastalığına yakalanma olasılığı daha az bulunmuş ayrıca yalnızlık yaşayan kişilerin ölüm riskinin %39 oranında arttığı gözlemlenmiş.
İnsan yüz kapılı bir saraya benzer. Mutlaka bir kapıdan girilerek o insan fethedilir. Tembellik, acelecilik ve ben merkezcilik but fethi zorlaştırır.
Popüler kültürün sizi zehirlemesine yalnız ve kötü bir insana çevirmesine fırsat vermeyin. Her zaman söylediğimiz gibi doğru sınırlar mutlu ilişkiler.